breaking news

‘Konfor Alanımın Dışına Çıktım’

8 Şubat 2016 | Highlife Magazin
‘Konfor Alanımın Dışına Çıktım’
MAGAZİN
0

17 yaşında başladığı oyunculuk serüvenine altı yıl önce TUBA isimli proje işbirliği ajansını ekleyen Tuba Ünsal, oyunculuk ve yaratıcılığın yanına bir de yetenek yönetimi ajansı ekleyerek geçtiğimiz aylarda WabiSabi’yi kurdu. Ünsal, TUBA ve WabiSabi’yi ilk kez MediaCat’e anlattı.

– Ajans kurma fikri nereden çıktı?

Ben hayatımın her döneminde yaratıcı algısı yüksek biriydim. Aslında yıllardır yaptığım işlerin temelinde hep “yaratmak” var. Oyunculuk yaparken bir karakter yaratmakla koleksiyon hazırlarken bir ürün yaratmanın arasında çok fark yok. Oyunculuk yaparken çok zor bir sektörün içindesiniz. Zamanla bunun üzerine çok düşünmeye başladım. Benim hayatta en iyi becerebildiğim şey bu meslek ama bu çalışma şartlarına uyamadığım dönemde de başka alanlarda iş yapabilmem lazım. İşte tüm ajans fikri bu süreçlerin sonunda ortaya çıktı. Konfor alanımın dışına çıkmam, bilmediğim bir alanda var olmaya çalışmam cesaret gerektiriyordu. Ama Jack Canfield’ın da dediği gibi “İstediğin her şey, korkunun hemen ardındadır.”

Bu süreçte bu sektöre girerek kendi ajansım TUBA’yı kurmama sebep olan şey marka-celebrity işbirlikleriydi. Dünyada bu işbirliklerinin örneklerini incelemeye başladım. Bir tasarımcının sattığı koleksiyonla celebrity’nin sattığı koleksiyonun ne kadar getirisi ve yayılımı olduğunu karşılaştırmak için araştırmalar yaptım. Los Angeles’ta reklam ajansı olan bir arkadaşım bana çok detaylı datalar gönderdi. Ve burada reklam ajansı olan bir arkadaşımla oturup Tuba Ünsal markası üzerine beraber bir proje çalıştık. Dedim ki ben modayı seviyorum, giyinmeyi seviyorum, keşke böyle bir işbirliği yapabilsek. Ve biz orada “Tuba Ünsal loves Koton” projesinin temelini atmış olduk.

-Nasıl hayata geçirdiniz projeyi?

Her zaman fikrine güvendiğim Feride Edige’ye yani Koton’un ajansı Pro İletişim’e bu projeyi raporlarıyla sunduk. Feride Hanım’ın aklına yattı ve bana çok destek oldu, hemen Gülden Yılmaz’dan randevu aldık. Gülden Yılmaz bu kadar detaylı ön çalışmamızdan etkilenip ikna oldu, bana güvendi ve ardından biz üç sezon mezuniyet koleksiyonu yaptık.

İlk etapta küçük bir ekiptik. Projenin yayılımına göre genişliyorduk. Sonra bir sürü markayla ajans olarak çalışmaya başladık ve dedik ki bunun artık bir tanımı olması lazım. Kendi modellememizi yaptık. Türkiye’de bizim ajansın tanımında çok ajans yok çünkü biz hem PR ajanslarına hizmet veriyoruz; onların daha alt ekibi gibi çalışıyoruz hem de kreatif bir ekip olarak reklam ajanslarıyla da çalışıyoruz.

-Nedir o tanım?

Bir markanın A noktasından B noktasına gelme hikâyesinde markayla ortak strateji geliştiriyoruz. Çizdiğimiz yolu çeşitli iletişim yöntemleriyle donatıyoruz. Bu, markanın lansmanı ya da sosyal medya projeleri de olabilir, basın daveti ya da mağaza içi aktiviteleri de.

Çalıştığımız bazı markaların hem PR hem reklam ajansı var. Biz ise ikisinin ortak belirlediği strateji üzerinden de ara projeler geliştiriyoruz. Bütün iletişimini üstlendiğimiz markalarda da A’dan Z’ye, her şeyini kendi yenilikçi iletişim yollarımızla yapıyoruz.

-Tekrar marka-celebrity işbirliklerine dönecek olursak, bu modelin ilk örneği siz misiniz Türkiye’de?

Evet, hiç yoktu o zamanlar. 2-2,5 senedir çok güzel marka-celebrity işbirlikleri gelişti Türkiye’de. Bu başarılı örnekleri gördüğümde ise bunun bir sonraki aşaması için ne yapmamız gerektiğini düşünürken, Tuba Ünsal loves Koton’u üçüncü sezonunda bitirip, altı ay ara verip, sonra Disney’le anlaştım. Disney’in tasarımcısı olarak, bu sefer bir dünya yıldızından ilham alarak Minnie by Koton markasını yarattık. Ben o markanın satış ortağıydım. Üçüncü sezonu yapıyoruz şimdi. Hem tasarım hem kreatif sürecinde çalışıyorum. Bu benim için şu anlama geliyor: Evet, bu işi başardım; bir sonraki işte nasıl bir fark yaratabilirim?

-Birkaç ay önce yeni bir şirket daha kurdunuz sanıyorum. O ne üzerine?

Ajans TUBA’da biz, markaların temsilciliğini ve iletişimini yapıyoruz. WabiSabi diye bir talent management (yetenek yönetimi) ve strateji şirketi kurdum. WabiSabi kişisel yeteneklerin yönetimini ve marka pozisyonlandırmasını yapıyor. Türkiye’de yetenek yönetimi dendiği zaman akla gelen sadece oyuncu, şarkıcı vs. oluyor ama bizde yazar, yönetmen, grafiker gibi çeşitli alanlardan yetenekler var. WabiSabi’de daha kişisel yönetime ağırlık veriyoruz. Ajans TUBA ise daha kurumsal markalara odaklanıyor.

-WabiSabi ismi nereden geliyor?

En basit ve sade olandan başlayarak, her şeyin içindeki güzelliği görebilmenin, hayatın döngüsünün bir parçası olduğunu niteleyen Japonca bir sıfat. Aslında bir felsefe. Çanağı yere atıp kırdığınızda, kırılan parçaları altınla birleştirdiğinizde, işte bu WabiSabi. Eskimenin de güzel olduğunu anlatıyor. Bir şeyi marazlarıyla kabullenme, onun da içinde bir güzellik olduğunu anlatma sanatı. İşte bu noktada doğru yetenek yönetimine çok uyuyor.

Benim için yetenek yönetimi, kişinin marazlarıyla beraber doğru stratejiyle sunulması. Önümüzdeki ay açıklayacağımız bir danışma kurulumuz olacak WabiSabi’de. Yeteneklerin kariyerini kısa ve uzun vadede belirlerken bu kurul bize kendi uzmanlık alanlarından yola çıkarak önerilerde bulunacak.

-Hangi alanlardan isimler var?

Reklam, yapım, marka ve marka iletişimi tarafından isimler var.

-UNICEF’in iyi niyet elçisi olarak Prima ile Kenya’ya gittiniz. Nasıl dahil oldunuz bu projeye?

UNICEF’in Prima’yla birlikte yaptıkları Bir Hayat Diliyoruz projesinden teklif geldiğinde çocuklar için kitlesel farkındalık yaratacak olmak beni çok etkiledi. Kendi kendime yaptığım yardımlarda hep maddi olarak destek olmaya, insanlara birebir yardımcı olmaya çalışıyordum. Ama bu projede, kitleleri Tuba Ünsal bilinilirliğinden yola çıkarak ayaklandırıp, kanaat önderi annelerin de desteğiyle çok büyük bir iş başarmış olduk. Proje çok başarılı oldu. İlk hedefimiz 3 milyondu, 6 milyon aşıya ulaşarak projeyi kapattık. Bundan daha değerli bir şey olabilir mi? 6 milyon bebek, anne ve yenidoğan tetanosundan kurtulmuş oldu.

-Önümüzdeki dönemde yeni marka işbirlikleriniz olacak mı?

Tuba Ünsal olarak zaten birkaç markayla işbirliğim devam ediyor ve anne Tuba olarak da birkaç teklif aldım. Bu enteresan çünkü benim kitlem hâlâ genç kızlar ve genç erkeklerdi. Bazı araştırma şirketlerinin yaptığı araştırmalarda “ilham veren anne” ve “yeni nesil anne” gibi tanımlarla anılmışım. Klasik anne tanımının dışında bir anne profili olduğumla ilgili birtakım analizler okudum. Yeni dönemde marka işbirliklerim biraz daha bu yönde olacak gibi.

Ajansta bu sene yeme-içme sektöründe de çalışmaya başladık. O da farklı bir alan, heyecanlı. Kendi içinde monoton olmadan yürüyor. Müşterilerin şekli değiştikçe işin yapılma şekli de değişiyor. O yüzden bizi çok heyecanlandıran bir süreç. WabiSabi’de de daha üç ay önce kurulmuş olmasına rağmen bir sürü isimden markayı tanımakla, yapacağımızı anlatmamızla ilgili teklifler alıyoruz. Herhalde, 2016 ortasında temsil edeceğimiz bütün yetenek kadromuz oluşmuş olur.

'Özel hayatımda agresif biriyim'
Halit Ergenç ve Bergüzar Korel evlerinde arkadaşlarını ağırladı

  • Hit: 345