OYUNCU Canan Alkan’ın, arkadaşı ve sigortacısı Ayşe Ceylan’ın evinde iken çantasında bulunan 182 bin 76 dolarının kaybolmasına ilişkin ikisi tutuklu dört kişi hakkında açılan davaya başlandı. Tutuklu sanık Ayşe Ceylan, Canan Alkan’ın evine gelirken yanında para olduğunu iddia ettiği çantanın bulunmadığını öne sürerek suçlamaları kabul etmedi.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanık Ayşe Ceylan ve Barış Elma ile tutuksuz sanıklar Burcu Sarak ve Ali Erdem katıldı. Sanıkların avukatları da duruşmada hazır bulundu. Müşteki Canan Alkan ve Avukatı Metin Savcı da duruşmaya katıldı. Kimlik tespitinin ardından sanıkların savunması alındı.
Savunması alınan Ayşe Ceylan, sanıklardan Ali Erdem’i tanımadığını, Barış Elma ve Burcu Sarak’ı tanıdığını söyledi. Canan Alkan’ın olaydan bir ay önce bürosunda sigortalı olarak çalışmaya başladığını söyleyen Ayşe Ceylan, “Benim firmamda sigorta temsilcisi olarak çalışmaya başlamıştı. Asgari ücret artı satış karşılığı prim alıyordu” dedi.
KAHVEYE İLAÇ KOYDUĞU YÖNÜNDEKİ İDDİAYI KABUL ETMEDİ
Olay günü bürosunda Canan Alkan’ın kahvesine ilaç koymadığını öne süren Ayşe Ceylan, “25 Haziran’da büroma geldi. Çantasında para varmış. Neden bu kadar parayı üstünde taşıdığını sordum, başka bankaya yatıracağını söyledi. Ofise geldiğinde iyi olmadığını söyledi. Hastaneye götürmeyi teklif ettim ancak kabul etmedi” dedi.
CANAN ALKAN’IN EVİNE ÇANTA İLE GELDİĞİ YÖNÜNDEKİ İDDİAYI DA KABUL ETMEDİ
Canan Alkan kendisini iyi hissetmediği için kendi aracı ile onu kendi evine götürdüğünü söyleyen Ayşe Ceylan, Canan Alkan’ı kendi evine götürdüğünde içinde para olduğunu iddia ettiği çantanın yanında bulunmadığını iddia etti. Ayşe Ceylan, Canan Alkan’ın bu durumun sitenin kamera kayıtları ile sabit olduğunu öne sürerek, “Kamera görüntülerinde çanta ile girmediği görülüyor. Ama ofise çantayla gelmişti. Benim arabayla benim evime gittik. Bu arada çantayı ofisimin yanında bulunan kendi aracına bırakmış olabilir” dedi.
Evine gittikten sonra iddianameye konu olayın meydana geldiğini söyleyen Ayşe Ceylan, site güvenliğini ve polisi aradığını, olaydan sonra telefonla asistanı olan sanık Burcu Sarak’ı aradığını, ona evde bulunan kendisine ait 44 bin doları alarak Şile’ye götürmesini istediğini söyledi. Burcu Sarak’ın siteden çıkarken polisler tarafından alındığını, polislerin 44 bin dolara el koyduğunu söyleyen Ayşe Ceylan, bu 44 bin doların kendi parası olduğunu savundu.
‘SEVGİ DOLU YAKLAŞAN BİRİYLE DOSTLUK KURMAKTA SAKINCA GÖRMEDİM’
Ayşe Ceylan’ın sorgusunun ardından müşteki Canan Alkan da olay günü yaşadıklarını anlattı. Ayşe Ceylan ile iki yıl önce tanıştıklarını söyleyen Canan Alkan, ” Bana çok sevgi dolu yaklaştı. Bir erkeğin bir kadına yapacağı şekilde bazı görüşmelere çiçeklerle geldi. Profil olarak iyi birine benziyordu. Sevgi dolu yaklaşan biriyle dostluk kurmakta sakınca görmedim” dedi. Canan Alkan, “Eşimle ayrılırken sattığımız evden kalan paraydı. 30 yıllık birikimimizdi. Bu paramın daha güvencede olmasını anlattım. Ayşe de paramı başka bankaya yatırmam konusunda tavsiyede bulundu. Ona güvendiğim için önerisini makul buldum. ‘EFT yaparsan masrafı artar’ dedi. Çekerek başka bankaya yatırmamı söyledi” dedi.
‘KAHVEYİ İÇTİKTEN SONRA KENDİMİ İYİ HİSSETMEMEYE BAŞLADIM’
Ayşe Ceylan’ın yanında sadece 2 gün sigortalı göründüğünü, onun çalışanı olmadığını söyleyen Canan Alkan, şunları söyledi:
“Sabah 182 bin 76 doları çektim. Çantaya koydum. Ayşe Ceylan’ın ofisine para çantası ile gittim. İlk defa o gün ofise gittim zaten. ‘Bir kahve içer misin’ dedi. İçtiğim kahvede bir acıbadem tadı vardı. Bunu Ayşe’ye sordum, bana, ‘Antep işi’ dedi. Tamam dedim içtim. Bankaya gitmeyecek miyiz, diye sorduğumda bankada çalışan arkadaşına ulaşamadığını söyledi. Panik olmaya başladım. Çantada 182 bin dolar var ve o yokmuş gibi davranıyor. Kahveyi içtikten sonra kendimi iyi hissetmemeye başladım. Elim ayağım tutmuyor. Gözüm kapalı gibi oluyor. Hastaneye gitmeyi teklif etti. Ben de panik atak olabileceğini söyledim, daha önce de olmuştum. Hastaneye gitmedik. Halim yoktu. Akşam üzeri ‘bana gidelim’ dedi. Daha önce de evinde kaldığım için ve güvendiğim için kabul ettim. Aracıma hiç uğramadan onun evine gittik. Yemek yedik, sohbet ettik. Gece 01.00’a doğru salonda olan para çantasını alıp üst kata çıktım. Parayı dolaba koydum. Sabah uyandım, bir süre sonra da Ayşe uyandı. Kahvaltı almak için dışarıya çıktı, döndü ve kahvaltı yaptık. Parayı almak için üst kata çıktığımda çantanın akşam koyduğum dolapta olmadığını gördüm. Parayı onunla götürüp bankaya yatıracaktık.”
‘ÇOCUKLARIMIN GELECEĞİ GİTTİ’
Evi aradıklarını ancak parayı bulamadıklarını söyleyen Canan Alkan “Ayşe, ‘soyulduk. Cüzdanım yok, yüzüğüm yok’ dedi. Site güvenliğini aradı. Sonra da polis geldi. Çocuklarımın geleceği gitti. 30 yıldır çalışıyorum, bir birikim gitti” dedi. Canan Alkan’ın bu sırada ağladığı görüldü.
Diğer sanık Burcu Sarak’ın, Ayşe Ceylan’ın talimatıyla evden Şile’ye götürmeye çalışırken polis tarafından site çıkışında el konulan 44 bin doların kendisine ait olduğunu söyleyen Canan Alkan, “Paranın üzerinde parayı çektiğim Yapı Kredi bankasının bantları var. O bankanın kaşesi ve çalışanının imzası var. Adli emanetteki paranın bir an önce tarafıma teslim edilmesini istiyorum. Kızımın eğitimi tehdit altında, eğitimini sürdüremez hale gelmiştir. Sanıktan şikayetçiyim” dedi.
Savunmaları alınan diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi. Duruşma eksiklerin giderilmesi için ertelendi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Canan Alkan’ın 26 Haziran 2018 tarihinde arkadaşı olan sigortacı Ayşe Ceylan’ın önerisi ile bankadan 182 bin 76 dolar ile Ayşe Ceylan’ın bürosuna gittiği anlatılıyor.
Canan Alkan’ın büroda kahve içtikten sonra halsizleştiği, bankalar kapandığı için de parasını bankaya yatıramadığı, şüpheli Ayşe C.’nin teklifi ile onun evine gittiği belirtilen iddianamede, gece 01.00 sıralarında yatmaya karar verdikleri, içinde para bulunan çantayı uyuduğu odadaki dolaba koyduğu ve Ayşe C. ile aynı odada uyudukları anlatıldı.
Sabahleyin uyanan Canan Alkan’ın çantanın bırakıldığı dolapta bulamadığı, kamera kayıtlarına göre hırsızlık yapıldığına ilişkin bulguya rastlanmadığı anlatılan iddianamede, Canan Alkan’ın içeceğine de bayıltıcı madde atıldığına ilişkin bulguya rastlanmadığı belirtiliyor.
Ayşe Ceylan için, “Beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı yağma” suçundan 10 yıldan 15 yıla, Ayşe Ceylan ile fikir birliği içinde hareket etmekle suçlanan şoförü Barış Elma, asistanı Burcu Sarak ve Ali Erdem hakkında, “Beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı yağmaya yardım” suçundan 5 yıldan 10 yıla hapis cezası isteniyor.