Cem Yılmaz, Vogue dergisi şubat sayısına röportaj verdi. Yılmaz, oğlu Kemal’i ve bir süredir birlikte olduğu Defne Samyeli ile ilişkisini anlattı…
“90’ların başında 17-18 yaşındaydım. İçine kapanık demeyeyim bu işlerin köküyle çok ilgilenen bir çocukluk geçirdim.Her Şey Çok Güzel Olacak’ta Mazhar (Alanson) abinin oynadığı karakter kendi fotoğrafını kesip Porsche’nin içine koyar. O bendim işte. Fotoğrafları kesip kesip kendimce afişlerde en başlarda yer aldım. Filmlerde oynadım. Yazdım. Çizdim.”
“Çocuklukta bunları insanlara gösterme meselesi aileyle sınırlı oluyor. Bir Türk filminden sahne oynuyorsun… ‘Vay be ne güzel yaptı’ diye herkes gülüyor. Ama biraz sakalın çıkınca, 17 yaşına gelince ‘Ben bunları nerede yapacağım’ duygusu geliyor.”Bu duygu onu nereye götürüyor?”
“Üniversitenin birinci sınıfındayken ankesörlü telefonun başında ağlamıştım işte. Telefonla dergiye başvurdum. Dediler ki ‘Bu şekilde adam almıyoruz.’ Zaten ‘Merhaba, ben dergiye gelebilir miyim?’ diyen adam mı alınır dergiye? Çizersin götürürsün. Ağlamıştım gerçekten. Üzülmüştüm çünkü. Ne bekliyorsam; ‘Gel o zaman sana kapak çizdireceğiz!’ mi diyeceklerdi? Birkaç sene sonra gidebildim. Ama 19 yaşında dergiye başlarken de ‘Ulan geç kaldık be!’ diye düşünmüştüm. Geçenlerde bana, Sinemada 20. Yıl Ödülü verdiler. Daha dün başlamışım gibi gittim aldım. Yirmi sene geçtiğinin farkında bile değilim. Önemli de değil zaten. Bir tane berbat iş her şeyi berbat edebilir.”